Boğaziçi Üniversitesi 2019 Fizik Bölümü Mezuniyet Konuşması
Sayın dekanımız, enstitü müdürümüz, hocalarım, sevgili velilerimiz ve daha önemlisi yeni meslektaşlarımız,
Normalde böyle konuşmaları pek yapamıyorum, çok heyecanlanıyorum. Geçen sene bölüm başkanımıza vekâlet ediyordum, dilim dolanmıştı, bu sene olmaz derken bu heyecanlı onur başkan yardımcısı olarak ikinci kez bana düştü. Bu heyecanımın bir sebebi var, gerçekten çok özel bir an
bu. En az dört seneyi beraber geçirdiğimiz, hakikaten her birinden kendimiz de bir şeyler öğrendiğimiz, beraber bir şeyler paylaştığımız öğrencilerimiz mezun oluyorlar. Ve mezun oldukları bölüm de fizik.
Fizik toplumumuzda ne olduğu gerçekten bilinen, ne yaptığı kolay anlaşılan bir dal değil. Bu sebeple kısaca sizlere iki çeşit fizik olduğundan söz etmek istiyorum. Bunlardan birincisi akademik dal olan fizik: enerjiyi, maddeyi, uzayı, zamanı, hareketi, parçacıkları ve galaksileri, kısacası evreni her seviyede inceleyen, ve dünyaya elektriği, tıbbi cihazları, yarıiletkenleri, verimli motorları, lazerleri hediye eden bir bilim dalı. Ama bir de ikinci fizik var, bence en az birincisi kadar önemli olan. O da, dünyaya başka gözlerle bakmamızı sağlayan, gördüğümüz her şeyi merak edip, nasıl çalıştığını modelleyip deneyle test etmek üzerine kurulu düşünme disiplini olan fizik. Bu disiplin çok kuvvetli bir bakış tarzı, ona alıştığınız zaman hayatınızın her noktasında uygulayabileceğiniz ve verim alabileceğiniz bir yöntem kazanmış oluyorsunuz. Size olabildiğince nesnel ve mantık penceresinden, en aşılmaz, en karmaşık görünen sorunlara yanlış yapmaktan korkmadan yaklaşma ve onları basit evrensel prensipler ile irdelenebilecek küçük adımlara bölme yetisini aşılıyor. Ben bu yetinin çok normal, hepimizin içten yaptığı, toplumun doğallıkla uyguladığı bir şey olduğunu düşünürdüm. Yıllar içerisinde öyle olmadığını anladım ve şaşırdım açıkçası. İşte o zaman yüksek katma değerli ürünlerle işleyen ekonomilerde fizik mezunlarının büyük kısmının neden akademide kalmadıklarını; bilişim şirketlerinin, elektronik devlerinin, tıbbi cihaz üreticilerinin, finans merkezlerinin, ve daha bir çok kuruluşun neden fizikçileri istihdam ettiklerini anladım. Büyük ve ilk bakışta dağınık verilerin arasındaki trendleri görme, bunları modelleme, gözlemle karşılaştırma ve sonuca ulaşmakta inanılmaz etkili bir yönteme hakim bireyleri arıyorlar. Fizik mezunlarının diplomaları birinci çeşit yani akademik dal olan fizikten görünüyor olabilir. Ancak bizim mezunlarımızın birinci çeşit fiziği öğrenmeleri için çaba harcarken, bir yandan da düşünme
disiplini olan ikinci çeşit fiziği de içlerine sindirmelerini hedefledik ve şimdi her birinde bunu gururla görüyoruz. Bu kazandıkları yeti ile başarılarının sadece meslek hayatlarında değil, dokunacakları her alanda olacağına, çevrelerine ışık tutacaklarına yürekten inanıyorum. Kendilerini ve onları destekleyen tüm velilerimizi tebrik ediyor, şimdiye kadar olan çabaları ve ileride hepimiz için yapacakları için teşekkür ediyorum.
Yolunuz açık olsun!
Prof. Dr. V. Erkcan Özcan
Boğaziçi Üniversitesi
Fizik Bölümü, Başkan Yardımcısı